11 Nisan 2013 Perşembe

Yaşam boyu aşılama


Yaşla beraber ortaya çıkan ‘immün yaşlanma’, çocukluk çağında bağışıklık kazanılmış birçok hastalığa karşı erişkin yaşlarda korunmasız kalınmasına neden olur. Erişkin aşılaması çocukları da korur. 

Ülkemizde yapılmış olan bilimsel çalışmalarda çocukluk çağına ait kabul edilen bir çok infeksiyon hastalığının artık erişkinler için de (belki daha da yüksek oranda) bir tehdit olduğunu, çocukluk çağı aşılamasındaki dünya standartlarının üzerindeki başarımıza rağmen erişkin aşılaması konusunda hedeflerin oldukça uzağında olduğumuzu göstermektedir.
Yıllarca esas olarak çocukluk çağı hastalığı olarak kabul edilmiş hastalıklar günümüzde erişkinleri de etkilemekte ve hatta ölüm nedeni olmaktadır. Yaşla beraber ortaya çıkan ‘immün yaşlanma’, çocukluk çağında bağışıklık kazanılmış birçok hastalığa karşı erişkin yaşlarda korunmasız kalınmasına neden olur. 
Hedeflerin uzağındayız
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD, Genel Dahiliye Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Mine Durusu Tanrıöver, çocukluk çağına ait kabul edilen birçok enfeksiyon hastalığının artık erişkinler için de bir tehdit oluşturduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Ülkemizde yapılmış olan bilimsel çalışmalar da çocukluk çağına ait kabul edilen bir çok enfeksiyon hastalığının artık erişkinler için de (belki daha da yüksek oranda) bir tehdit olduğunu, çocukluk çağı aşılamasındaki dünya standartlarının üzerindeki başarımıza rağmen erişkin aşılaması konusunda hedeflerin oldukça uzağında olduğumuzu göstermektedir. Örneğin, hastanemizin iç hastalıkları ve geriatri polikliniklerine başvuran erişkinlerin antikor düzeylerine bakıldığında %96’sının difteri, %90’ının boğmaca ve %77’sinin tetanoza karşı tekrar bağışıklanması gerektiği gösterilmiştir.”
Aşılanmamış çok fazla kişinin olduğu toplumlarda, bulaşıcı hastalığın hızla yayıldığını ve infeksiyonun salgınlar şeklinde ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Mine Durusu Tanrıöver, “Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde kızamığın 2000 yılında ortadan kalktığı kabul edildikten sonra kızamık aşılamasındaki gerileme ile beraber, kızamık tekrar ortaya çıkmış ve 2010 yılından itibaren kızamık vakaları her geçen yıl artmaya devam etmiştir”dedi. Tanrıöver, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erişkin aşılamasının hedefleri arasında sadece aşı olan erişkini değil, dolaylı etkileri ile çocukları korumak ve toplumsal bir bağışıklık oluşturmak da vardır. Boğmacada ‘koza stratejisi’ olarak adlandırılan yöntemde anne, baba, bakıcı, yenidoğan yoğun bakım hemşireleri ve doktorlarının aşılanmasıyla, henüz bağışıklığı oluşmamış ve boğmacanın ölümcül izleyebileceği yenidoğan bebekler korunabilir. 
Erişkinlerin aşıyı kabullenmesi ve erişkin aşılama oranlarının arttırılabilmesi için öncelikle doktorların rol model olmaları, aşıya güvenmeleri, aşılamanın ‘rutin’ bir davranış olduğunun kabullenilmesi, yaşam boyu aşılama kavramının yerleştirilmesi ve her doktor ziyaretinin erişkinler için bir aşılama fırsatına dönüştürülmesi gerekmektedir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder