19 Şubat 2012 Pazar

Meme Rekonstruksiyonunda Gelişmeler

Meme kanseri toplumda giderek artan oranda görülüyor ve özellikle Batılı toplumlarda her sekiz kadından birinde hayatının her hangi bir döneminde ortaya çıkıyor.

Meme kanseri toplumda giderek artan oranda izlenmekte ve özellikle Batılı toplumlarda her sekiz kadından birinde hayatının her hangi bir döneminde ortaya çıkmakta. Gelişmiş kemoterapi ve radyoterapi yöntemlerine rağmen halen meme kanseri için tıbbın bilebildiği en iyi yöntem mastektomidir. İster kısmen alınsın isterse meme dokusunun tamamı çıkartılsın, geriye kalan fiziksel deformasyon beraberinde taşıması oldukça ağır psikolojik yansımalara da sahip olabilmekte.
Rekonstruksiyon için zamanlama
Barbaros Point Hotel’de gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Vehbi Koc Vakfi Amerikan Hastanesi Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Reha Yavuzer, meme dokusunun yeniden yapılması konusunda bilgi verdi. Meme kanseri nedeniyle meme dokusu alınan kadınlara yeniden meme yapılması operasyonu olan meme rekonstruksiyonu hakkında, plastik cerrahinin neler sunabileceğini anlatan Prof. Dr. Yavuzer, şunları söyledi:
“Meme onarımı, zamanlama açısından iki dönemde yapılabilir. Bunlardan biri eş zamanlı ya da anında onarımdır. Bu durumda, meme kanseri tanısı konulmuş hastalarda, meme kanseri ameliyatının gerçekleştirildiği seansta, mastektomi işlemi yapıldıktan sonra yeniden meme yapılması söz konusudur. Erken evrede yakalanan meme kanserli hastalar, eş zamanlı onarım için uygun adaylardır. İleri evrede tanı konan, ya da radyoterapi uygulanacak hastalara, hastalıksız geçirdiği birkaç yıldan sonra onarım uygulanması daha doğru bir yaklaşım olabilir. Buna da geç dönem onarım denir.”
Meme rekonstruksiyonu nasıl bir cerrahi gerektirir?
Meme kanserinin mutlaka genel cerrahi, onkoloji, radyason onkolojisi, patoloji ve elbette plastik cerrahi disiplinlerini içinde barındıran bir ekip tarafından beraberce değerlendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Reha Yavuzer, “Böylelikle hasta için en doğru karar detaylı olarak her yönüyle tartışılarak belirlenecektir” diyerek şöyle devam ediyor:
“Bu konsey gerek kanser tedavisinin şekli ve zamanlaması gerekse memenin yeniden yapılandırılmasının şekli ve zamanlaması konusunda belirleyici olmalıdır. Tüm bu süreçler işlerken hastanın istek ve öncelikleri de değerlendirmeye alınır ancak tedavi gerekleri herzaman daha ön plandadır.”
Hastanın kendi dokusu kullanılabilir
Yeniden meme oluşturmak için kullanılabilecek yöntemlerden biri de hastanın kendi dokularıdır. Prof. Dr. Yavuzer, hastanın kendi dokusu ile yapılan meme onarımı için birinci sırada tercih edilen bölgenin, göbek alt kısmındaki karın dokusu olduğunu söyleyerek şöyle devam ediyor:
“Karın bölgesi yumuşak, şekil verilebilen, normal memeye çok benzer, yeterli doku sağlayan bir bölgedir. Doğru hasta seçimi yapıldığı ve doğru teknikler kullanıldığında komplikasyon oranı düşüktür. Estetik sonuçları oldukça iyidir. Karın dokusunun meme onarımı için kullanılmasında; karın dokusunun böyle bir uygulama için yeterli durumda olması, biraz sarkık ve yağlı olması arzu edilir. Hastanın yapılan muayenesi sırasında plastik cerrah hastanın karın bölgesinin uygun olup olmadığı konusunda bilgi verecektir. Ameliyatın zayıf yönleri arasında ameliyat süresinin uzunluğu, tekniğe bağlı olarak 3-8 saat, ameliyat sonrasında hastanede kalış süresi (5-7 gün) sayılabilir. Ayrıca bu yöntem deri altı yağ dokusu olmayan, çok zayıf ve çok küçük memesi olan hastalarda uygun bir seçenek değildir. Daha önce karın germe veya liposuction ameliyatı yapılan hastalarda karın derisini besleyen damarlar zarar görmüş olabileceğinden, bu hastalarda uygulanma şansı yok denecek kadar azdır. Çok şişman olan ya da çok sigara içen hastalarda ise komplikasyon riski yüksek olduğundan, bu yöntemden kaçınmak gerekir.
Hastanın kendi dokusu kullanılan ameliyatlarda ameliyatın başarısı meme yapmak için göğüs ön duvarına taşınan dokunun beslenmesine bağlıdır. Şayet doku beslenmesi ile ilgili sorunlar yaşanırsa dokunun kısmen veya tamamen ölmesi (nekroz) meydana gelebilir. Bu durumda bölgenin temizlenerek tekrar ameliyat edilmesi gerekebilir.”
Silikon protez kullanımı
Uygun seçilmiş hastalarda sadece silikon protez ile de meme dokusu yapılabileceğini belirten Yavuzer, “Bu yöntemde ameliyat süresi daha kısa ve iyileşme daha çabuk meydana gelir; ancak her hasta için uygun olmayabilir. Direkt silikon protez yerleştirilebileceği gibi, yeterli dokusu olmayan hastalarda öncelikle doku genişleticisi denilen balonlar yerleştirilerek zamanla balon şişirilir. Bir iki ay içerisinde balon içerisine sıvı verilerek şişirme işlemi tamamlandıktan ve doku esnekliği sağlandıktan sonra balon çıkartılarak kalıcı silikon protez yerleştirilir” dedi.
İyileşme periyodu nasıldır?
Ameliyattan sonraki ilk gün barsak hareketleri de başladıktan sonra, bir şeyler yemenize ve içmenize izin verilir, ayağa kalkmanız sağlanır. Ayağa kalktığınız andan itibaren idrar sondası artık çekilebilir. İlk günlerde belden itibaren biraz bükük bir pozisyonda yürümek, karın bölgesindeki gerginliği azaltacaktır (karın dokusu ile meme yapılan hastalarda). Drenaj miktarı azalınca drenler çekilir, hareketlerinizin giderek arttırılmasına izin verilir. Bu dönemde yaklaşık 6 hafta süreyle karın korsesi giyilmesi iyileşme süreci açısından yararlıdır. Diğer meme ile simetri sağlanması, ikinci bir ameliyatta da yeniden oluşturulan memeye gerekebilecek rötuş ameliyatı ile birlikte yapılabilir. Sağlıklı memeye uygulanacak işlemler ise meme küçültme, meme dikleştirme ya da meme büyütme olabilir. Meme başının yapılması ise ilk ameliyattan 2-3 ay sonra yapılacak olan 3. ve 4. oturumlarda lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Bu işlem için en sık uygulanan yöntem yeni meme üzerinde küçük dokular kaydırarak meme başını oluşturmaktır. Bu esnada vücudun başka bir bölgesinden deri yaması alınarak, meme ucunun areola adı verilen kahverengi kısmı yapılabilir. Diğer sık kullanılan bir yöntem de bu oturumdan 2-3 ay sonra da dövme yöntemiyle areolayı oluşturmaktır. Meme başı ve çevresinin yapılma aşaması çoğu zaman lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve hastanın günlük yaşantısını fazla aksatmaz. Ancak yeniden oluşturulan memenin gerçek doğallık ve güzelliğini kazanmasında memebaşı ve çevresi büyük önem taşımaktadır.
Bu operasyonun riskleri nelerdir?
Her cerrahi girişimde olabilecek risklerin dışında şu durumlar söz konusu olabilir:
Deri duyusundaki değişiklik: Karın dokusunun meme bölgesine getirilmesi bu bölgede duyunun oluşturulmasında yeterli değildir. Getirilen doku duyudan yoksun bir dokudur. Hatta çok uzun bir süre deride uyuşukluk hissedilir. Silikon protez kullanılan hastalarda da meme dokusunun hissinin tam olarak meydana gelmesi aylar hatta bazen yıllar alacaktır. Burada ana neden meme dokusunun alınması, yani mastektomi sırasında derinin kaldırılarak içinin tamamen boşaltılmasıdır.
Yara İzleri: Alt karın bölgesinde ve yeni oluşturulan meme çevresinde yara izi kalır. Genellikle bu izler bir yıl içinde solarak belirsizleşir, ancak hiçbir zaman tamamen kaybolmaz. Göğüs de ise mastektominin izleri bulunmaktadır. Şayet sırt dokusu kullanılacak olursa bu takdirde de sırt bölgesinde iz kalacaktır.
Doku kaybı veya yarada açılma: Bazen gerginlik ve dolaşım bozukluğuna bağlı olarak, yarada ayrışmalar ve iyileşme gecikmeleri karşımıza çıkabilir, karın dokusundan oluşturulan memenin bir kısmı beslenmeyebilir. Özellile radyoterapi görmüş meme dokusunda bu risk daha da artmaktadır.
Yağ nekrozu: Doku ölümü gerçekleşebilir ve hacmi kaybolabilir.
Aşırı sertlik: Işın tedavisi görenlerde, sigara kullananlarda ve dolaşım problemi olanlarda getirilen dokuda beslenememeye bağlı uzun süren sertlikler karşımıza çıkabilir.
Karşı meme ile uyumsuzluk, asimetri: Yeni oluşturulan meme, karşı taraftaki meme ile biçim olarak mükemmel bir uyum sağlayamayabilir.
Karın duvarındaki sorunlar: Karın derisinde ise 3-6 ay içinde düzelmesi beklenen bir uyuşukluk olması normaldir.
Meme başı rekonstruksiyonu nasıl yapılır?
Meme başı rekonstrüksiyonu, meme başı ve areolanın meme kanseri ve diğer durumlardan sonra yeniden oluşturulması anlamına gelir. Meme başı ve çevresindeki areola adı verilen kahverengi bölgenin yeniden oluşturulması için farklı yöntemler vardır. Bunlar içerisinde vücudun diğer bölgelerinden alınan deri yamaları, meme derisinden meme başına doku kaydırma ya da diğer meme başından alınmış dokunun paylaşılması tekniği kullanılabilir. Diğer teknikler, örneğin tatuaj dokuya renk vermek amacı için uygulanabilir.
Meme muayenem nasıl olmalı?
Her kadın kendi meme muayenesini yapmayı bilmelidir. Bu konuda bilgilenmek amacıyla mutlaka bir kadın doğum uzmanı ve genel cerrah tarafından kontrol edilmelidir. Hastanın kendi muayenesi sırasında eline gelen herhangibir sertliği veya değişikliği ihmal etmeden ve geciktirmeden bir doktora göstermesi çok önemlidir. Gerek ultrasonografi gerekse mammografi kontrollerini de doktorunun uygun gördüğü aralıklarda yaptırmak önemlidir. Erken teşhis edilen meme kanserinde tedavi başarısı çok yüksektir.
Daha önceden ben göğüslerimi büyütmek için silikon taktırmıştım. Peki ya benim durumum nedir?
Silikon meme protezleri kansere neden olmaz. Konulan silikon protezler meme dokusunun veya kas dokusunun arkasında yer alır. Bu nedenle gerek meme muayenesi için gerekse ultrasonografi ve mammografi için engel teşkil etmez. Silikon meme protezi olan bireylerde de periyodik muayene ve radyolojik incelemeler diğer kadınlarda olduğu gibi yapılmalıdır. Bir kez daha altını çizmekte fayda var silikon meme protezleri kansere neden olmamaktadır. Son günlerde bir Fransız firması ile ilgili çıkan haberler nedeniyle yanlış bir düşünce oluşmuştur. Uluslararası Estetik Cerrahi Derneğinin (ISAPS) yaptığı değerlendirmede bu firmanın sadece bir dönemde ürettiği protezlerin normale gore daha kolay yırtıldığı görülmüş, ancak herhangibir şekilde kanser oluşturduğuna dair bir bulgu tespit edilememiştir. Silikon meme protezleri tüm dünyada uzun bir geçmişe sahiptir. Gerçekleştirilen bütün çalışmalar silikon meme protezinin kanserle bir ilişkisi olmadığını göstermiştir. Bu nedenle sadece Türkiye’de değil dünyadaki bütün ülkelerde güvenle kullanılmaktadır. Silikon meme protezi konulan kadınlar da meme dokularının düzenli kontrol ve muayenesine ihtiyaç duyarlar ama bunun ötesinde bir tedbir veya tetkik gerekli değildir. 
Arzu Kocabıçkıcı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder