“Kanserde gelişmiş ülkelerde erken teşhisle yüzde 55-60
oranlarında tam iyileşme sağlanmaktadır. Ülkemizde de yetişmiş insan gücü, yeni
teknolojiler ve doğru uygulamalarla önemli yol alınmakla birlikte, bu oran çok
daha düşüktür.”
Kanser günümüzün en büyük sağlık sorunları arasında yer alıyor. Gelişen
teknoloji ve tıbbi uygulamalarla gelişmiş ülkelerde erken tanıyla birlikte kanser
hastalığında iyileşme oranları yüzde 55-60’ları buluyor. Prof. Dr. Necdet Üskent,
kanser hastalığının erken teşhisinde en büyük önem taşıyan tarama yöntemleri
hakkında bilgi verdi.
Dünya genelindeki ölüm nedenlerine bakıldığında kanser ikinci sırada
yer alıyor. Akciğer, mide, karaciğer, kolon ve meme kanserleri her geçen yıl
diğer kanser tiplerine göre daha fazla ölüme neden oluyor. Kadınlar ve erkekler
arasında ise farklı kanser tipleri sıklık gösteriyor. Kadınlarda yüksek
mortalite oranına neden olan kanser tipleri meme kanseri, akciğer kanseri, mide
kanseri, kolorektal kanserler ve servikal kanser olarak sıralanıyor. Erkeklerde
ise akciğer kanseri, mide kanseri, karaciğer kanseri, kolorektal kanserler ve
yemek borusu kanseri daha fazla görülüyor.
Kanserde
erken teşhisin hayat kurtardığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hematolojik
Onkoloji / Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, şu bilgileri
verdi:
“Kanser hastalığında gelişmiş ülkelerde erken
teşhisle yüzde 55-60 oranlarında tam iyileşme sağlanmaktadır. Ülkemizde de yetişmiş
insan gücü, yeni teknolojiler ve doğru uygulamalarla önemli yol alınmakla birlikte,
bu oran çok daha düşüktür. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki en önemli fark,
hastalığın daha geç evrelerde farkedilmesidir. Toplumsal eğitim ile insanların
erken tanıya yönelik alışkanlıkları elde etmesi tabloyu olumlu anlamda büyük
ölçüde değiştirecektir.”
Kanserden
ölümün yüzde 30’u, düzeltilebilecek davranışlardan kaynaklanıyor
Kanser
nedeniyle yaşanan ölümlerin yüzde 30’u beden kitle indeksinin yüksek olması,
düşük meyve ve sebze alımı, fiziksel aktivite azlığı, sigara kullanımı ve alkol
kullanımı gibi düzeltilebilecek 5 davranıştan kaynaklanıyor. Sigara kullanımı,
global kanser ölümlerinin yüzde 22’sini oluştururken, global akciğer kanseri
ölümlerinde ise yüzde 71 oranla, kansere neden olan risk faktörlerinin başında
geliyor. Dünya genelinde kanser nedeniyle ölenlerin sayısının artması
bekleniyor ve 2030 yılında ölümlerin yılda 13.1 milyonu bulacağı tahmin
ediliyor.
Erken tanı için düzenli kanser taraması yaptırmak öneriliyor. Kanser taramalarının, erken tanının hastalık
kontrolünde ve sağ kalımda etkili olduğu kanserlerde ön plana çıkması
gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Üskent kanser türlerinde kullanılan tarama
yöntemlerini ise şöyle anlatıyor:
Meme
kanseri taraması: Meme kanserinin erken tanısında en önemli yöntem mamografidir.
Yapılan çalışmalar, 50 yaşın üstünde yıllık mamografi yaptırarak ve kendi
kendini muayene yöntemi ile ölüm oranlarının yüzde 20-30 arasında azaldığını gösteriyor. Eğer ailede özellikle birinci derece
akrabalarda çok genç yaşlarda meme kanseri görülmüş ise mamografik taramalar
ultrason desteğinde 30-35 yaşlara kaydırılmalı. Mamografinin her yıl
tekrarlanması gerekir.
Rahim
ağzı (serviks) kanseri: Tüm kadınlar, cinsel yaşama başladıkları yaştan itibaren her yıl
Pap smear testine tabi olmalıdır. Cinsel yaşamın başlaması ile HPV (Human
Papilloma Virus) enfeksiyonu riski de artıyor. HPV, serviks kanserinde bugün
bilinen en önemli etiyolojik faktör. 30 yaşına kadar, üst üste 3 normal test
geçirenlerde taramalar her 2-3 yılda bir azaltılabilir. Taramalar, 70 yaşında
sonlandırılır. HPV için aşı çalışmaları da başlatıldı. Kolay, ucuz ve ağrısız
olması nedeniyle en çok uygulanan tarama testidir.
Kolorektal
kanser:
Kolorektal kanser taramalarında büyük abdestte gizli kan saptanması en ucuz ve
kolay bir yöntemdir. Yılda bir kez yapılan test ile kolorektal kanser ölüm
oranlarında yüzde 30 azalma sağlanabiliyor. Ancak yanlış pozitivitesi
yüksektir. Büyük abdestte gizli kan (GGK) pozitif olan olguların ancak yüzde 2-10’unda
kanser saptanır. Yüzde 20-30’unda ise iyi huylu polipler bulunur. Birinci
derecede akrabalarında kolon veya rektum kanseri olanlarla, ülseratif kolitli
hastalarda ve daha önce adenömatöz polip saptanan hastalarda her yıl
kolonoskopi, normal bireylerde ise 50 yaş üstünde her 3-5 yılda bir kolonoskopi
yapılması uygun olur.
Prostat
kanseri:
Prostat kanseri için en sık önerilen tarama testleri, Prostat Spesifik Antijen (PSA)
ve rektal muayenedir. PSA’nın kolay uygulanabilir bir test olması nedeniyle,
Avrupa ve ABD’de prostat kanseri yılda en fazla teşhis edilen kanser sırasına
yükselmiş durumda. PSA ölçümleri ile henüz hastalık belirtisi göstermeyen pek
çok prostat kanserine erken tanı konması mümkün. Ancak bunların birçoğu sağlığı
gerçek olarak tehdit etmeden çok yavaş seyrederek tedavi gerektirmezken, agresif seyredenlerin
çoğunun tanı konduğunda iyileşme şansı ise pek bulunmuyor.
Over
kanseri:
Over kanseri için ileri sürülen tarama testleri, pelvik muayene, transvajinal
ultrason ve serum Ca-125 testleridir. Pelvik muayene over kanserinden ölüm
oranlarını azaltacak kadar duyarlı bir test değil. Transvajinal ultrason ve
Ca-125 testleri ile yapılan bilimsel çalışmalar ise henüz sonlanmamıştır.
Akciğer
kanseri:
Akciğer kanseri taramasında, akciğer filmi, bilgisayarlı tomografi ve balgam
sitolojisi erken tanı amaçlı kullanılmıştır. Spiral BT’ler tanıyı daha erken
evrelere getirmekle birlikte, yanlış pozitif bulgular nedeniyle sağkalım
üzerine etkileri tartışmalıdır.
Mide
ve özafagus kanseri: Mide kanserlerinde ve lenfomalarında Helicobacter pylori ve
Helicobacter felis bakterilerine yönelik olarak yapılan tedavinin kanser
gelişimini önlediği bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Reflü özafajitler
sonucu gelişen Barrett Özafagusunun erken saptanması ve tedavisi
(endoskopik,cerrahi veya fotodinamik olarak) özafagus kanserlerinin en azından
bir kısmının gelişmesini engelleyebiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder